8 yaşındaki Narin Güran 21 Ağustos günü Diyarbakır merkez Bağlar ilçesi Kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde Kur’ân kursundan dönerken kaybolmuştu. Küçük kız için seferber olan ekipler arama çalışmalarının19. gününde Narin’in cansız bedenini bir dere kenarında çuvalın içinde bulmuştu. Kamuoyunun yakından takip ettiği dava Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Anne Yüksel, ağabey Enes ile amca Salim Güran ‘iştirak halinde çocuğu öldürmek suçundan’ ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Talihsiz çocuğun cesedini amcadan alarak köyden 1,5 kilometredeki Eğertutmaz Deresi’ne gömen Nevzat Bahtiyar ise, ‘delilleri gizlemek ve yok etmek suçundan’ 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Sanıklar verdikleri ifadede ağız birliği yaptı ve cinayetin sebebine dair kayda değer bir detay ortaya çıkmadı. Narin cinayeti ile ilgili yeni bir gelişme daha yaşandı. 4 sanığın farklı cezaevlerine alındığı duyuruldu, kararın sebebi ise merak edildi. CNN Türk’e konuşan avukat Şükrü Aksu dikkat çeken detaylara değindi.
“CAN GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ BÖYLE BİR UYGULAMA YAPILMIŞ OLABİLİR”
Aksu, “Ceza hukukunda özellikle hüküm verilen aşamadan sonra cezaevlerinden çeşitli nedenlerle nakil söz konusu olabilir. Güvenlik, asayişi disiplin nedenleri olabilir. Hepimiz aklına gelen değişik sorular söz konusu oluyor. Sanık avukatlarının da kendilerini savunduklarını gördük. Nevzat Bahtiyar’ın ifadelerine baktığınızda hala kendisinin ailesiyle şantaja uğradığını ifade ettiğini gördük. Güran ailesinin çok fazla üyesinin orada bulunduğunu gördük. Can güvenliği ile ilgili böyle bir uygulama yapılmış olabilir” ifadelerini kullandı.
“YÜKSEL YA DA ENES’TEN İTİRAF GELEBİLİR”
Olayın başından beri gözler anne Yüksel Güran’ın üzerindeydi. Avukat Aksu, Yüksel ile ilgili yaptığı açıklamada, “Mahkemenin kararına baktığınız zaman ağırlaştırılmış hapis cezası verildi. Suçlular bir arada bulunduklarında bu iştirak iradelerini ayakta tutmak için birbirlerinden güç alırlar. Bu uygulama aslında Türkiye’nin merak etmiş olduğu Narin’in hangi gerekçeyle öldürüldüğü noktasında onlara güç verecek kişilerin bulunmamasına imkan sağlayabilir. Yüksel ya da Enes’ten itiraf gelebilir bu süreç içerisinde. Gerçekleri itiraf etmek noktasında bir fayda sağlayabilir.” dedi.
“DELİLLERİYLE ORTAYA KONABİLECEK İTİRAF LAZIM”
Aksu aileden itiraf gelirse ne olur sorusuna, “Yargıtay’dan karar verilinceye kadar bu itirafın gelmiş olması lazım. Bugün aradığımız şey kuru kuruya itiraf değil. Delilleriyle ortaya konabilecek itiraf olması gerekir. ” cevabını verdi.
“BİR KİŞİYİ YALNIZLAŞTIRIRSANIZ KENDİ VİCDANI İLE KALIR”
Aksu sözlerinin devamında şu yorumda bulundu: Bu dava Türk kamuoyuna malolmuş bir dava. Faillerinin cezasız kalmaması için Adalet Bakanlığı tarafından titizlikle bu karar alınmış görünüyor. Özellikle Enes Güran’ın beyanı vardı, suçlu psikolojisi ceza hukukunda çok önemlidir. Bir kişiyi yalnızlaştırırsanız, suç çevresinden uzaklaştırırsanız kişi kendi başına vicdanıyla kalır. Gerçeklerin ortaya çıkması için gayret ve çaba içerisinde olur. Aileden uzak kalması, bu kişilerin mahkemeye doğru ifadeleri vermelerini sağlayacaktır. Çarpıcı ifadeler görebiliriz.