ZİYNETİ KOCABIYIK – Çocukluk hastalığı olarak bilinen ve ülkemizde 80’lerden sonra aşılarla toplumdan silinen boğmaca vakaları yeniden artışta. Hastanelerin acil servislerine boğulurcasına öksürük, burun akıntısı ve hafif ateşle başvuran çocuklara yapılan testlerde boğmaca teşhisi konuyor.
Aşı reddinin kızamık gibi boğmaca vakalarının da yeniden görülmeye başlamasına sebep olduğunu söyleyen çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı başka önemli bir tehlikeye dikkat çekti. Prof. Dr. Dağlı, “Çocuklarda aşı uygulama oranları azaldıkça yaşlılarda boğmaca gibi çocukluk hastalıkları riski artıyor. Çocuklarda görüldüğü bilinen boğmacayı, evde torunlarıyla birlikte vakit geçiren anneanne ve dedelerde de görüyoruz” dedi.
Boğmacanın aşısı geliştirilmeden önce, hastalık önemli bir çocukluk çağı enfeksiyonu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Dağlı “Benim öğrenciliğim ve asistanlığım sırasında çok sık görürdük. Çocuk öksürmekten helak olur; bir kısmının da öksürmenin şiddeti ile sinir sistemi hasar gördüğü için çocuk sakat kalırdı. Ayrıca 18 aylıktan küçük bebeklerde boğmaca öksürüğü nefesin tamamen durmasına neden olabileceğinden yakın takip önemlidir. Ölümle sonuçlanabilir. Türkiye’de1980’den itibaren son derece başarılı şekilde uygulanan aşılama programları sayesinde uzun zamandır boğmaca görmüyorduk. Ancak aşılara karşı başlatılan kampanyalardan etkilenen aileler çocuklarına aşı yaptırmamasının etkisini son iki senedir görmeye başladık” açıklamasını yaptı.
Prof. Dr. Elif Dağlı
Aşının bireysel bir karar olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Dağlı “Toplum içinde yaşıyoruz. Sizin çocuğunuzu aşılatmamanız sadece çocuğunuzun değil sizin evdeki annenizin babanızın, kanser hastası ya da bağışıklık sistemi zayıf olan bir başka kişinin hayatını etkiliyor. Bu ‘Çocuğumun saçını kestiririm ya da uzatırım kimse karışamaz gibi bir bireysel yaklaşım değil” dedi.
BEYİN KANAMASI YAPIYOR
Çocukluk çağı hastalıklarının erişkinler üzerindeki etkilerinin çok daha ağır olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Dağlı, aşılanmamış çocuklar yüzünden toplumda yayılan boğmaca vakalarının yaşlılarda ölüm sebep olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Dağlı “Boğmaca o kadar şiddetli bir öksürük yapar ki, kişi korkunç bir basınç uygulayarak o havayı akciğerlerinden dışarı atmaya çalışır. Bunu defalarca arka arkaya tekrarlamak mecburiyetinde kalır. Yaşlıların damarları daha kırılgandır. Bu basınçla, damarlarından bir pıhtı kopup kalbine beynine gidebilir. Beyin kanamaları meydana gelebilir. Boğmaca öksürüğü aylar sürer. Tedavisi için kullanılan antibiyotikler var ama bunlar da öksürüğün şiddetini düşürmeye yarar” diye konuştu.
TEŞHİS KONULAMIYOR
Geçmeyen öksürüklerde hastanın doktor doktor dolaştığını ancak çözüm bulanamadığını hatırlatan Prof. Dr. Dağlı “Çünkü erişkin hekimlerinin aklına boğmaca gelmiyor. Üst solunum yolu enfeksiyonu yaşayan hastalara başta grip, Covid olmak üzere test yapıyoruz ama boğmaca testi yapmıyoruz. Ancak son iki yıldır boğmaca testi istediğimiz hastaların birçoğunun pozitif olduğunu gördük” dedi.
AŞIYA KARŞI ÇIKANLAR AŞININ LÜKSÜNE ALIŞANLAR
Aşılar sayesinde günümüzdeki hekimlerin kızamık ve çocuk felci gibi hastalıkları tanımadığını hatırlatan Prof. Dr. Elif Dağlı “Öğrenciliğim sırasında her gece acile getirilen kızamıklı çocukların ölümünü çaresizce izlerdik. Çünkü kızamık hastalığı sadece cilt üzerindeki kırmızı noktalardan ibaret değildir. Başta kalp kası iltihabı ve beyin iltihabı gibi ölümcül sonuçları olan durumlara yol açar. İlacı da olmadığı için o çocuklar için dua etmekten başka hiçbir şey yapamazdık. Hâlâ da bir ilacı yok. Bir kızamık salgını olursa yine elimiz kolumuz bağlı. İstanbul da tek tük kızamık vakalara görüldü ama şükür salgına dönüşmedi. Menenjit vakaları da görüldü. Çocuk felcini ise Güneydoğu Anadolu’da ve sınır bölgelerinde görüldüğü bilgisi geliyor. Toplum aşılar sayesinde bu hastalıkları yaşamadığı için bu hastalıkların korkusunu bilmiyor. Eskiden beri böyle olduğunu sanıyor” uyarısını yaptı.