Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte soğuyan havalar enfeksiyonları artırdı. En sık görülen ise İnfluenza A yani domuz gribi. Hastanelerin acilleri doldu taştı, birçok vatandaş ilaçlara sarıldı. Konuyla ilgili konuşan Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Acil servislere ve polikliniklere son günlerde yüksek ateş, yaygın vücut ağrısı, şiddetli öksürük, baş ağrısı, boğaz ağrısı, bulantı, kusma, ishal şikâyetleriyle gelen hasta sayısında ciddi bir artış var. Bunun için test yaptığımızda en çok Influenza A, H1N1 alt grubunun daha fazla olduğunu görüyoruz” dedi.
ÖLÜME KADAR GÖTÜRÜYOR
İnfluenza A yani domuz gribine bağlı ölümler olabildiğini belirten Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Özellikle risk gruplarında bu daha fazla oluyor. 65 yaş üstü, kronik hastalık, kalp yetmezliği, şeker hastalığı, kronik akciğer hastalığı, böbrek yetmezliği tanıları olan hastalar, hamileler, 5 yaş altı çocuklar, kanser tedavisi gören hastalar risk grubundadır. O yüzden risk grubundaki kişiler, Eylül-Ekim aylarında aşı olmalılar” dedi.
“Ama hastalık olduysa ve kendilerinde grip bulguları fark ettilerse mutlaka 48 saat içinde, erken dönemde hastaneye başvurmalılar” diyen Balcı, “Erken tedavi edelim ki olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalınmasın. Çünkü mevsimsel grip maalesef zatürre, bronşitle komplike olup ölümlere neden olabiliyor” ifadelerini kullandı.
“İZOLE OLMAK ÖNEMLİ”
Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Pandemide herkes maske kullanıyordu. İzolasyon yöntemleri çok ciddi şekilde uygulanıyordu. Dolayısıyla grip vakalarını çok görmüyorduk. Covid daha ön plandaydı. Covid için aldığımız tedbirler, influenzanın da yayılmasına engel oluyordu. İnfluenzadan korunmak için kapalı ortamlar havalandırılmalıdır. Özellikle semptomları olan kişiler maske takarak izole olmalıdır. Eller sıkça yıkanmalı, hapşırma ve öksürme durumunda ağızlarını peçete ile kapatmaları, o peçeteyi atıp sonra ellerini yıkamaları gerekir. Böylece kişiden kişiye geçmesi önlenecektir” şeklinde konuştu.
“AŞILAR MUTASYONA GÖRE HAZIRLANIYOR”
“İnfluenza grip virüsü aslında her yıl mutasyona uğruyor” diyen Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “İnfluenza A ve B’de bu mutasyonları görüyoruz. Aşılar da bunlar öngörülerek ona göre hazırlanıyor. Dolayısıyla örneğin zatürre aşısında her yıl olmak gibi bir şey yok ama grip aşılarının her yıl Eylül ve Ekim aylarında uygulanması gerekiyor. Bu aşılar mutasyonlar öngörülerek hazırlanıyorlar” dedi.
“SİNDİRİM SİSTEM ŞİKAYETLERİNE NEDEN OLABİLİYOR”
Gribin çok farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü yüksek ateşle seyrediyor. Yaygın vücut ağrısı, baş ağrısı, şiddetli öksürük yapıyor. Soğuk algınlığı ise rinovirüs gibi virüslere bağlı ve daha hafif semptomlarla burun akıntısı, nezle, hafif boğaz ağrısı gibi şikâyetlerle geçiyor. Daha hafif seyirli. Covid-19 ile influenzanın birbirinden farkı ise Covid-19’da biraz daha fazla tat ve koku kaybını görüyoruz. Yine bu dönemde İnfluenza A, sindirim sistem şikâyetlerine de neden olabiliyor. Dolayısıyla bulantı, kusma, ishal yapabiliyor. Bu da gıda zehirlenmeyle karışabiliyor. Ama gıda zehirlenmelerinde gripteki yüksek ateş, yaygın vücut ağrısı gibi diğer bulguları da görmediğimiz için onu da rahatlıkla ayırt edebiliyoruz. PCR dediğimiz virüsün izolasyon testi ve hızlı antijen testleri bu hastalıkları birbirinden ayırt etmede kolaylık sağlıyor.”
“ANTİBİYOTİK KULLANMAMAMIZ GEREKİYOR”
Tedavi sürecinden de bahseden Prof. Dr. Balcı, “Gribal enfeksiyonlar viral enfeksiyonlardır. Dolayısıyla antibiyotik kullanmamamız gerekiyor. Çünkü gereksiz yere antibiyotik kullanımı, mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı direnç oluşturmalarına neden oluyor. İnfluenza A’da asıl antiviral ilaçları kullanıyoruz. Oseltamivir grubu ilaçları beş gün süreyle hastalarımıza verdiğimizde çok daha hızlı bir şekilde düzelmelerini sağlıyoruz. Özellikle ilk 48 saat içerisinde bu tedaviye başladığımızda virüsün vücuttaki yayılımını engellemiş ve şikâyetlerinin süresini azaltmış oluyoruz” dedi.