13 yıl süren iç savaşta roketle yıkılan Humus vilayetindeki Osmanlı eserlerinden Halid Bin Velid Hazretlerinin türbesi ve camisi yeniden inşa edilerek ibadete açıldı.
Humus’ta binlerce yıkılmış binanın arasındaki El Şüheda Meydanında yer alan ve yerle bir olan cami ve türbe, 7 yılda yeniden inşa edildi.
Sahabe-i Kiram dönemi komutanlarından Halid Bin Velid Hazretlerinin kabri, 8 Aralık’tan bu yanan ziyaretçi akınını uğruyor.
İSMİNİ AÇIKLAMAK İSTEMEYEN BİR HAYIRSEVER YAPTIRDI
Cuma ve cumartesi tatil günlerinde kente gelen yüzlerce Suriyeli bu mübarek kabri ziyaret edip dua ediyor. Cami ve içerisindeki türbenin isminin açıklanmasını istemeyen hayırsever bir şahıs tarafından yapıldığı öğrenildi.
Binaların büyük bölümü yıkılarak kullanılamaz durumda olan şehre sınırlı elektrik verilebiliyor.
HALİD BİN VELİD KİMDİR?
İslam tarihinde en büyük kumandanlar arasından sayılan Halid bin Velid’in künyesi Ebü’l-Velid ve Ebû Süleyman’dır.
Peygamber efendimiz kendisine “Seyfullah” yani Allah’ın kılıcı lakabını vermişti. Müslüman olmadan önce Kureyş’in ileri gelenlerinden ve kumandanlarındandı. Bütün Arab kabileleri tarafından tanına ve sevilen bir figürdü. Miladi 630’da (H. 8) senesinde Müslüman oldu. 642 (H. 21)’de Humus’ta vefat etti.
HALİD BİN VELİD’İN LAKABININ SEYFULLAH OLMASI
Halid bin Velid, müslüman olduktan sonra ilk olarak Mûte gazasına katıldı. İslam ordusu Mûte’ye hareket ederken Peygamber efendimiz; “Cihada çıkacak olan şu insanlara Zeyd bin Harise’yi kumandan tayin ettim. Eğer o şehit olursa yerine Ca’fer bin Ebi Talib geçsin. O da şehit olursa yerine Abdullah bin Revaha geçsin. Eğer o da şehit olursa, aranızda münasip gördüğünüz birini seçip ona tabi olursunuz” buyurdu.
Mûte harbi başladı. Şiddetli çarpışma olurken hepsi şehid oldular. Sancak Sabit bin Ekrem’e verildi. O, sancağı bir yere dikip mücahidleri yanına çağırdı. Herkes toplanınca; “Aranızdan birini kendinize kumandan olarak seçiniz ve ona tabi olunuz” dedi. “Biz seni kumandan seçtik” dediler. “Ben bu işi yapamam” dedi ve Halid bin Velid’e dönerek; “Ya Halid! Senin savaş tecrüben, askeri bilgin ve askeri heyecanlandırarak harekete geçirmen benden fazladır. Sancağı acele al. Savaş devam ederken bu işlerle oyalanmamız bizim aleyhimize oluyor” dedi.
Müslümanlar arasına yeni katılan Halid, edebinden mukaddes sancağı almak istemedi ve mübarek dudaklarından; “Ben bu sancağı senden alamam! Sen buna benden daha çok layıksın. Zira daha yaşlısın ve Bedr gazasında Resûlullah’ın yanında çarpışmakla şereflenmişsin!” sözleri döküldü. Fakat Sabit, sözünü tekrarlayınca Halid bin Velid, alemlerin efendisinin mübarek eliyle teslim ettiği sancağı büyük bir hürmet ve edeble alıp öptü.
Halid bin Velid şaşılacak derecede askeri dehaya ve muharebe tecrübelerine sahip bir kahramandı. Sabah olunca, İslam askerinin, düzenini değiştirdi. Sağ taraftakiler! sol, sol taraftakileri sağ tarafa, öndekileri arkaya ve arkadakileri de öne aldı. Rum askerleri, önceden tanıdıkları kişilerle karşılaşmayınca şaşırdılar. “Demek ki, bunlara yardımcı kuvvetler gelmiş” zannıyla korkuya düştüler. Hazret-i Halid bin Velid’in kumandasındaki mücahidler, Rum askerlerinin moral bozukluğundan faydalanıp, hücûma geçtiler. Üç bin kişilik İslam askeri, Heraklius’ün yüz bin kişilik ordusunu bozguna uğrattı. Başkumandan Halid bin Velid’in elinde o gün dokuz kılıcın parçalandığı rivayet edilmektedir. Rumlar çok zayiat verdiler. Peygamber efendimiz, Halid bin Velid’in bu fevkalade başarısını öğrenince, onu; Seyfullah = Allah’ın kılıcı lakabı ile şereflendirdi.” (bkz. Türkiye Gazetesi, İslam Tarihi Ansiklopedisi, Halid bin Velid maddesi)
Halid bin Velid Türbesi, Suriye Humus, 1899