ZİYNETİ KOCABIYIK – Türkiye’nin en geniş kapsamlı “Yaşlılık ve Yalnızlık” araştırmasının sonuçları, Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen 6. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu’nda açıklandı. Araştırmaya göre Türkiye nüfusunun içinde yaşlıların sayısı giderek artarken, zayıflayan aile bağları yüzünden yaşlılar daha fazla yalnız hissediyor. Türkiye’deki yaşlıların yüzde 32’si sık sık yalnız hissederken, yüzde 34’ü ara sıra yalnız hissediyor. Yaşlıların sadece yüzde 34’ü yalnız hissetmediğini söylüyor.
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) ile Method Research Company tarafından gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’nin 30 farklı şehrinde 60 yaş ve üzerindeki 800 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapıldı. Araştırmanın, Türk yaşlısının duygu durumunun fotoğrafını çektiğini vurgulayan Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, yaşlıların bir bölümünün tek başına yaşamak mecburiyetinde kaldığı için yalnızlık duygusu içinde olduğu hâlde bazı yaşlıların da aile içinde yaşamalarına rağmen yalnızlık hissettiklerini söyledi.
AİLESİYLE YAŞAYAN YAŞLI DA YALNIZ
Türkiye’de yaşlıların yüzde 16’sının yalnız yaşadığını belirten Prof. Dr. Süleymanlı “Hatta kadınlarda bu oran yüzde 28’e çıkıyor. Yapılan araştırmalarda, bizimde yaptığımız çalışmalarda hem evinde yalnız yaşayan yaşlılarda yalnızlık düzeyi çok yüksek, aynı zamanda aile içinde yaşayan yaşlılarda da yalnızlık hissinin giderek belirgin şekilde arttığını gördük. Bu da işin başka boyutu. Özellikle aile bireyleriyle birlikte yaşayanlarda da yalnızlık hissinin arttığını görüyoruz. Aile içinde yalnız hissedenlerin oranı yüzde 25. Ailelerin yeterli ilgi ve sevgiyi göstermemesi, istismar ve ev içi şiddet durumunda yaşlılar aile bireyleri ile birlikteyken de yalnız hissedebiliyorlar” diye konuştu.
EVLİLER DAHA AZ YALNIZ HİSSEDİYOR
Araştırma sonuçlarına göre, evli ve çocuklu olanlar daha az yalnızlık duygusu yaşıyor. Evli olanlar yüzde 25 oranında yalnız hissederken, dul, bekar ve boşanmış olanlarda bu oran yüzde 47’ye çıkıyor. Eşini kaybetmiş yaşlıların yüzde 49 yalnız hissediyor. Çocuğu olan yaşlıların yüzde 31’i, olmayanların ise yüzde 46’sı “Yalnızım” diyor. Evinde yalnız yaşayanların yüzde 57’si yalnız hissederken, aile içinde yaşayanların yüzde 25’i yalnızlık yaşıyor.
SEVİLMEDİKLERİNİ DÜŞÜNÜYORLAR
Araştırmaya göre sağlıklı olma durumu da yalnızlık duygusunu etkiliyor. 60 yaş üzeri sağlıklı bireylerin yalnızlık hissiyatı yüzde 19 iken, sağlık problemi olanlarda yüzde 40. Araştırma yaşlıların kavramları nasıl algıladıklarını da ortaya koyuyor. Buna göre nasıl öleceği konusunda yüksek oranda kaygı duyanların oranı yüzde 31, orta düzeyde kaygı yaşayanların oranı ise yüzde 20. Yaşlıların yüzde 44’ü sevilmediklerini düşünürken, hayatlarında sevgiyi hissettiğini söyleyen yaşlıların oranı ise yüzde 24. Altmış yaşın üzerindeki kişiler yalnızlık deyince en çok “tek başına olmak”, “mutsuzluk”, “üzüntü, “özlem”, “hüzün”, “ölüm”, “kimsesizlik”, “can sıkıntısı” ve “korku” kelimelerini düşündüklerini söylüyor.
Günümüzde bireyselleşme odaklı bir hayat tarzının empoze edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ebulfeyz Süleymanlı “Bütün toplumda yükselen yalnızlığın kırılması için bireyciliği kutsayan, toplumu yok sayan bakışın yerine insana her anlamda değer veren bir bakışın kurulması önemli” mesajını verdi.
YAŞLI, TÜRK TOPLUMUNDA BATI’DAN DAHA DEĞERLİ
Özellikle aile içindeki yaşlıların yalnızlık seviyelerinin batı ülkeleri ile kıyaslandığında daha düşük olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı “Türk toplumunda yaşlılarımızın yalnızlık düzeyi yüzde 32 çıktı ama ABD’de, kronik yalnızlık düzeyi yaşlılarda yüzde 64 civarında. Bizim aile yapımız, toplulukçu bir kültüre sahip olmamız, yaşlıya bakış açımız dolayısıyla yaşlılarımız hâlâ Türk toplumunda önemli bir yere sahip. O yüzden toplumumuzda ‘yaşlılarımız baş tacımız’ şeklindeki yaklaşım, anne babaların, dedelerin, ninelerin önemi hâlâ korunuyor. Bireyselci bir yaklaşım içindeki Batı’ya baktığımızda, yaşlı devletin sosyal kontrol mekanizmaları tarafından hizmet alabilen bir konumda. Yani aile dayanışması Türkiye ve diğer bize benzer kültürlerle kıyasladığımızda bu anlamda daha esnek. Bu anlamda özellikle aile içindeki yaşlıların yalnızlık düzeyleri Batı ülkeleri ile kıyasladığımızda daha düşük düzeyde” diye konuştu.